DİYET YA DA DİYET DEĞİL. YEMEK, KEYİF VE SAĞLIK ARASINDA YENİ BİR DENGE İÇİN

MÖ beşinci yüzyılda Hipokrat, sağlığın her şeyden önce gıdaya bağlı olduğunu savunarak beslenme ve fiziksel aktivitede dengeyi önerdi: "Gıda ilacınız, ilacınız gıdanız olabilir." Ancak bugün, iki bin yıldan fazla bir süre sonra, tıbbın babasının öğretilerinin gerçekten ciddiye alınmaya başladığı görülüyor. On yıllardır obezite ve aşırı kilo, zengin Batı toplumlarının gerçek salgınları olarak kabul edildi.
Bununla birlikte, çok daha tartışmalı olan, çareler konusundaki tartışmadır, özellikle de herkesin gıda ile ilgili sorunlar için evrensel her derde deva olarak gördüğü şey: rezil "diyet".
Bu kitabın yazarları, "mucizevi" diyetleri ve kalori takıntısını bir diyetle ve her şeyden önce metabolizmamıza ve psikolojik dengemize saygılı bir yaşam tarzıyla değiştiren yenilikçi bir vizyon önermektedir.

Burada toplanan beslenme uzmanlarının, psikologların ve terapistlerin katkıları, farklı yaklaşımlarla olsa da, zihin ve beden arasındaki çok yakın ilişkiye odaklanan bütünsel bir insan vizyonuyla birleşiyor: Obezite ve fazla kilonun yanı sıra, yaygınlaşan hastalıkların da olması tesadüf değil. Bulimia, anoreksiya, kusma ve egzersiz gibi psişik bozukluklar, çarpık ve paradoksal bir yeme davranışının birçok sonucu gibi giderek daha endişe verici oranlarda. Kısacası, masaya her oturduğumuzda ya da tartıya çıktığımızda ya da spor salonunda yağ ve kalori yakmak için yorucu seanslar yaptığımızda, "ne yiyorsak oyuz" diye hatırlamalıyız. Sadece bedende, aynı zamanda zihinde de.