KENDİNİZE VE BAŞKALARINA YALAN SANATI
Giorgio Nardone'nin yeni kitabı
Yazar:
George Nardone
Yıl:
2014
Yayınevi:
Ponte alle Grazie
Kolye:
Kısa Terapi Yazıları
"Yalan söylenmez!" Ebeveynlerimiz bunu bize kaç kez hatırlattı? Kim ailesine ya da arkadaşlarına iyilik için yalan söylemedi? Kaçımız eşimizden gelen bazı rahatsız edici veya konuşulamaz sırlar hakkında asla sessiz kalmadık ya da tam tersine sonsuz ve gerçekçi olmayan bir aşka yemin etmedik? Oscar Wilde, "Aşkta samimiyet küçük dozlarda tehlikelidir, büyük dozlarda ise ölümcüldür" demiş. Kısacası, mutlak samimiyet, dindar bir yanılsamadır. Gerçeğin olduğu gibi değil, olmasını istediğimiz gibi olduğuna kendimizi inandırarak her zaman ve her şeyden önce kendimize yalan söyleriz.
Herhangi bir ahlakçılığın bu tarafında ve "doğru ve yanlış" arasında katı bir mantıksal veya etik karşıtlıktan kaçınarak, yalan mutlak terimlerle değil, yalnızca hileli veya cezai tezahürlerinde kınanmalıdır: yalan, yalnızca fizyolojik bir algı süreci değildir, ama her iletişim biçiminde -duygusal, profesyonel, politik- içinde farkında olmamız ve potansiyelini kullanmamız gereken içsel bir davranış.
Giorgio Nardone, yalanın her zaman koşullar, niyetler, hedefler ve etkilerin ışığında değerlendirilmesi gereken gerçekçi ve pragmatik bir tutum önerir. Her birimiz "yalan söyleme sanatını" öğrenmeli, hilelerini ve doğru uygulamalarını bilmeli, onu önemli bir ilişki kaynağına dönüştürmeliyiz. O zaman evet, "iyi bir amaç için" bir yalan söylediğimizi sükunetle ve kelimenin tam anlamıyla itiraf edebileceğiz. Bizim ve başkalarınınki.
Herhangi bir ahlakçılığın bu tarafında ve "doğru ve yanlış" arasında katı bir mantıksal veya etik karşıtlıktan kaçınarak, yalan mutlak terimlerle değil, yalnızca hileli veya cezai tezahürlerinde kınanmalıdır: yalan, yalnızca fizyolojik bir algı süreci değildir, ama her iletişim biçiminde -duygusal, profesyonel, politik- içinde farkında olmamız ve potansiyelini kullanmamız gereken içsel bir davranış.
Giorgio Nardone, yalanın her zaman koşullar, niyetler, hedefler ve etkilerin ışığında değerlendirilmesi gereken gerçekçi ve pragmatik bir tutum önerir. Her birimiz "yalan söyleme sanatını" öğrenmeli, hilelerini ve doğru uygulamalarını bilmeli, onu önemli bir ilişki kaynağına dönüştürmeliyiz. O zaman evet, "iyi bir amaç için" bir yalan söylediğimizi sükunetle ve kelimenin tam anlamıyla itiraf edebileceğiz. Bizim ve başkalarınınki.